13 Mayıs 2016 Cuma

Ne ben T. Ne sen Z.

Demiş ya şair "Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte.."... Hah işte ne ben Tahir olabildim  ne sen Zühre. Sen unuttun bense unutmayı beceremedim. Unutmak bi yana dursun özleminden yollarını suluyorum, belki gelirsen toz toprak içinde kalma diye. Yolcusu olmayan bir geminin demirini almaması gibi benim içerim, hiç gelmeyecek yolcu için güvertede süpürge sallamak işte. Kafanı çeviriyorsun güneşler doğuyor yokluk kırıntılarında. Öte taraftan varlığına bakıyorum; uzaktaki varlığına, varlığının yokluğuna. Düşüyor boynum, yine sana bekliyorum, gitmek için güneşlere. Fakat beceremedik, yapamadık olmadı. Ne sen kaldırabildin yükünü bu sevdanın, ne ben göze aldım sana kal demeyi.
Belki de doğrusu buydu ama 3 gün müydü zekatı onca yılın? Yahut hiç kalkışmayacaktık. Külfetinden sağ çıkamayacağımız yolların yolcusu  olmayacaktık. Hata ne benim ne senin.. Yani kısacası ne ben Tahir, ne sen Zühre..