25 Aralık 2015 Cuma

Yani ...



Ben senin ellerinden hiç tutmadım,
soğuk mu, sıcak mı, bilmem.
Gözlerine bakamamam ayrı,
insan sevdiğinin gözlerine saatlerce bakamaz, utanır, kalbi dayanmaz buna.
Ben öyleyim en azından,
diğerlerini bilmem.
Ben senin gözlerine hiç bakamadım,
yeşil mi, yüreğin gibi mavi mi, bilmem.
Çay içerken izledim seni mesela, bak bunu rahatlıkla ifade edebilirim.
Çay bardağını eline aldığında,
aynı yerden içmek istedim biran, içimden böyle bir şey geçti.
Ama bunu sana söylemedim, söylemem de.
Ben senin ellerini hiç tutmadım,
soğuk mu, sıcak mı, bilmem.
Ama bir defa gözlerine baktım,
senden önce yaşamıyormuşum gibi bir his oluştu içime, işte o an, o anı yazmamam söylendi bana, yazmadım.
Bir daha yaşasam,
bir daha baksam,
bu defa ellerini tutsam,
İnan hiç bırakmam...
Ben senin ellerinden hiç tutmadım,
içi soğuk mu, sıcak mı, bilmem.
Ama, ellerimi sen tutarsan,
seni hiç bırakmam...

2 Aralık 2015 Çarşamba

Mümkün Mertebe.




                                                                         ...
   



Hep böyle oluyor. Nasıl desem, nasıl anlatsam bilmiyorum. Sen varlığını onun isteğiyle çekiyorsun ondan, sonra bir zaman geçiyor, senden ilgi bekliyor. Yani bi nevi ilgi taşı oluyorsun ona. Seni istediği zaman alıp kullanıp, sonra yerine koyduğu bir süs taşı. Böyle her şey yolunda gidiyor, seni buldumcuk kumaşlarına sarıyor, sen ona özel olduğunu hissettiriyorsun, bir anda dünya tersine dönüyor ve sana değer verdiğini zannettiğin insan seni zannetmişliğinle başbaşa bırakıyor. Zaman geliyor senin onu elit seviyelere çıkaran sözlerine ihtiyaç duyuyor, zaman geliyor sıkılıyor bundan. Ve seni ruh haline göre şekillendiriyor maddi açıdan. Maneviyatını hiç kullanmadığı gibi. Onun oyuncağı oluyorsun, o mutlu oluyor diye şikayetçi bile olamıyorsun bu durumdan. Çünkü sen onun yaptığı gibi değil, onun içini, olduğu gibiliğini, sesini, yapmacık davranışlarını, sahte gülüşünün altında yatan samimiyeti seviyorsun. Acıtan seviliyormuş. Acıya acıya seviyorsun. Acıta acıta sevemediğin gibi. Canı sağ olsun, demekten başka çaresizlik cümlesi kalmıyor. Ne diyelim. Canı sağ olsun..