29 Nisan 2016 Cuma

Ve.

 Vazgeçtim, dedim sonra suya yeşil düşen gözlerin geldi aklıma. Unutmayı unuttum. Üstüne bi kaç şarkı da dinleyince zaten pek mümkün olmadı unutmak. Hem unutmak böylesine aşılmazken, ben unutmayı sözcüklerden öteye götüremezdim. Vazgeçtim, dedim sonra beyaza yeşil çalan gözlerin geldi aklıma. Unutmayı unuttum. Üstüne bi kaç fotoğrafın da düştü önüme ve unutmak pek mümkün olmadı. Hem unutmak bana yakışmazken, ne unutabilirdim ne de seni kazanabilirdim. Gözlerin... Cennet'i kendine katık etmiş gözlerin. Biliyor musun seni bekliyorum. Şimdiki zamanin gelecek zaman rivayetinde. Yani nasıl söylenir, başka biriyle mutlu olacağını düşündüğün âna kadar. Susmak en ses getirici eylem şimdi bana. Belki sonsuza bekleyişler olur ya da sonsuza suskunluklar. Vazgeçtim dedim evet ama sonra gök yeşili gözlerin geldi aklıma. Unutmayı unuttum. Aslında  vazgeçtim, vazgeçmekten. Unutmaktan.. Fakat asla senden değil.

20 Nisan 2016 Çarşamba

Şimdinin Sonu.

"Gidene kal demek yakışmaz bize." Demiş birileri. Giden sendin ve ben kal demeyi yakistiramadim kendime. Sustum boylu boyunca. İki nokta ve bir parantezden başka çıkmadı gönlümden bir şey. Hoş, sende çıkmadın. Çünkü giden sendin ve ben konuşacak çok şeye rağmen kal demeyi yakistiramamistim kendime. Gitmek senin yolundu artık ve senin kararlı adımlarla yürüdüğün bu yollarda pineklemek benim işim oldu artık. Gidene kal demek yakışmaz bize demiş birileri. Ve sen benden gitmiştin ve ben kal demeyi yakistiramamistim kendime. Şimdi ise pinekledigim o yollardan usul usul çekiliyorum. Çünkü sen gitmiştin ve ben tozuna bulandigim o yolların ardına düşmekten yoruldum. Çünkü söylemeyi  yakistiramadigim kal kelimesine yakışmıyor artık beklemem. Ve en önemlisi de sen mutlusun. Mutlu olma demiyorum tabii ki. Fakat sevene layikmis yaşadığı hüzün. Anlıyorum ki bu hüzün sana hiç yakışmamiş. Neden bilmiyorum ama bugun ilk defa vazgeçmek hissine kapıldım. Tam 1 sene 2 ay 10 gün sonra kendime yakistiramadigim kal kelimesine yakışmak istedim bugün. Hakkını verdim soyleyemediklerimin ya da vereceğim, her ne haltsa işte. Çünkü sen çoktan gittin ve ben kal demeyi becerememisken beklemek çok değil mi sence de. Özür dilerim ayrıca hayatında bi kaç gününü meşgul ettiğim için. Yahut teşekkür ederim bi kaç gününü bana ayırdığın için. Ne söylesem kafi zaten şu saatten sonra. Biliyor musun hissetmedigim hiçbir şey söylemedim sana. Hissettiklerimin de hepsini söyleyemedim. Utandım. Çünkü çocuk dilinde sevdim seni. Çünkü sen gittin ve ben 'kal' demeyi yakistiramadim kendime. Gitmeseydin demeyeceğim. Keşke hiç gelmeseydin. Keşke hep kendime anlatsaydim seni çocuk dilinde. Sonra buyuseydim işte , 'sus' dilinden sevseydim. Bunca acının elbet yok bir bedeli, fakat acının bile güzel olduğunu sende öğrenmistim. Çünkü sen gitmiştin ve ben kal demeyi yakistiramamistim kendime. Şimdi ise yolun sonuna geldim , senin çoktan tamamladığın.