30 Kasım 2015 Pazartesi

Şahsına Münhasır; O..






                                                                            ,, O ,,



Hiç olmadığı kadar bahsetmeyeceğim bugün ondan. Fotoğrafını gördüğümde takılı kaldığımı ağzıma bile almayacağım. Sonra sağ ayağıyla attığı adımı hafif dışa doğru attığını söylemem ki zaten. Gülerken ağzını açmadığını, hafif tebessüm niteliğinde güldüğünü, gülerken kafasını hafif yukarı kaldırıp eliyle omzuma vurmasını hele, sır gibi tutarım içimde. Kazağının kollarını çekiştirip sadece parmaklarının dışarıda kaldığını, kupa bardağını iki eliyle tutup kahvesini öyle çocuk gibi içmesini, ayakkabılarında ki bağcıkları kurdele şekline getirip, ayakkabının üzerine yerleştirmesini falan anlatmam yani. Bana ne ki ondan. Ne yani seviyoruz diye her şeyini de bilecek halim yok. Ha dışında odun gibi, içinde yağmurda kalmış bir kedi yavrusundan farksız olduğunu unutmuş gibi yaparım. Hem zaten anlatılacak bir şeyi de yok ki. Eğer anlatacak olsam bunca şeyi biliyor olmam lazım gelir demi ama. Her neyse aramızda kalsın; Ben anlatmadım, sizde bilmiyorsunuz. :)

29 Kasım 2015 Pazar

Bilemedim.




   Gözlerine sayısız şiir yazılabilirdi mesela. Tutup kirpiklerinden taç yapılabilirdi sonra. Saçları, uzun uzadıya bir şarkının notlarını barındıran çizgilerdi. Öpülesi gamzeleri, sadece bana gülünce çıkıyordu sanki. Dudakları çay kırmızısı. İçilesi idi. Şeker yemiş ağzı vardı bir de. Sen arı ol, git milyonlarca çiçeğin özünden şekerimsi şeyler topla gel, uğraş didin, o sadece esnesin, esnesin bak konuşmasın. Konuşmasına gerek yok ki hem. Elleri vardı, tutulası. kışın soğuğunda, sobanın yanındaki kışlık yorgan gibi. Pişirilen kestane gibi işte. Avuç içleri de öpülesi. İç çekip koklanası. Ve ben  ismimi duymadım hiç onun ağzından. Hiç konuşmadım onunla. Hiç yanında duramadım. Ses etmeden sevdim ben onu hep. Dilim yerine kalbimden döküldü hep onlu kelimeler. Büyüsü bozulmadan sevdim. Hayal ettiğim gibi sevdim işte. Ötesiz, sonrasız, soluksuz, takatsiz, özlemli, 'Neşet'vari..
Karşımdaydı hep. Ben ise zincirlenmiştim. Beni bağlayan zincir de oydu, yanına çağıran da. Ortadan yıpranan, çırpınan bir ben vardım. Hoşnutsuz değildim. O hep vardı ya yetti bana. Varlığı kadar, yokluğunu daha çok sevdim çünkü. Belki hala öyledir, kimbilir..?

28 Kasım 2015 Cumartesi

KARYA



 


 Kaybediyoruz, kardeşim. Büyük kaybediyoruz hem de. Adam yerine koyuyorsun, önündeki 40-50 sene boyunca onun zamanla buruşacak yüzüne bile sevgiyle bakmayı, ilk gün nasıl gördüysen öyle hatırlamayı göze alıyorsun, şahsiyetleri kalkıp gitme tenezzülü gösteriyor. Haspamın kıymetlileri göklere sığmıyor. Ulan yazdığım kadarsın işte. Kimsin sen. Bir kaç satırdan başka nesin sen?
Adam oluyorsun, adam gibi adam oluyorsun, gittiği ayakkabının altına takılan çakıl parçası. Yemin ederim değse, değer bir şey olsa biz de eşşek değiliz, mutlu olsun diye çekiliriz yolundan. Ama değmez. Ulan yine de iyiliğini istemiyorsam Allah belamı versin be.

Önce insanız evelallah, aşıktan önce. Neyse sevmeyin kardeşim, adam gibi sevmeyin. Ne bileyim günü birlik düşünün, ya da sadece eti için yaklaşın. İnsan olmayın, hayvani duygular besleyin, insan yerine koymayın, insanlık değeri vermeyin, insan olduğunu hissetmesin. İnadına bir şeyler yap gözüne batacak. Bir şey diyorsa tam tersini yap. Duygularıyla oyna. Ağlat. Hatta yık geç onu. Gör ki sevilen sen olursun. Adam olma. Erkek ol. Uçkurunu düşün. İnsan olma.


Sevme.
Kaybediyoruz.


Büyük kaybediyoruz hem de.



27 Kasım 2015 Cuma

Nokta Nokta..



     





       



    .. bir cümleye nasıl başlanır unuttum artık . İnsanları teker teker kaybediyorum. 

Gidiyorlar, gittikleri bir şey değil, ardında bırakıp insanı öyle gidiyorlar bir daha gelmemecesine. 

Şimdi nedir, ne değildir düşüncelerim bilmiyorum. Nasıl başlayacağımı bilmediğim birer cümle artık insanlar.


  Bir yerlerde varlar,uzanıp tutu verecek gibi yakın, dokunamayacak kadar uzaklar.

İnsanların efsaneleri olurmuş. 
Benim birçok efsanem oldu sanırım. Ne istediğini bilmeyince insan, bir cümleye de başlayamıyor. Şimdi geriye dönüp bakınca olmasını istemiyorum ama kurtulamıyorum ne ondan ne de başkasından. 

Mucize olup çıkmalarını istiyorum hayatımdan ama başaramıyorum.